Bodrum'da uzun bir tatilin son günlerinde bir dostumuzun "mutlaka gitmelisiniz" önerisiyle gittiğimiz Kocadon Restaurant'dan sözetmek istiyorum. Bodrum'da yemek için öncelikli tercihler doğal olarak deniz kenarındaki balık lokantaları oluyor. Bodrum Marina'ya giderken sağda kalan Kocadon ise hem deniz görmemesi hem de Bodrum'un tüm sıcağını iliklerinizde hissedebileceğiniz bir konumda olması nedeniyle belki öncelikli seçenekler arasında yer almıyor.
Tam kadro uzun tatil yapıldığında yani anne-baba-çocuklar kaçınılmaz olarak gelen bazı gerilimli günler vardır. Biz de öyle bir günde gittik Kocadon'a. Harika bir taş evin bahçesi, avlusu. Güneş almadığı için beklendiği gibi sıcak değil. Bembeyaz örtüler, masalar aralıklı çok şık çok seçkin. Bitez dondurmacısından yeni çıktığımızdan ağzımızın kenarlarındaki mandalinalı dondurma kalıntılarını temizledik mi, ayağıma keşke flipflop değil de bir sandalet mi giyseydim duygularıyla masamıza geçiyoruz. Zeytinyağlı büfesine bakalım diyor garsonumuz. Harika bir büfe, tanıdık zeytinyağlılara yeni yorumlar katılmış, ve pek rastlamadığımız zeytinyağlılar. İstediklerinizden istediğiniz kadar alıp karışık bir tabak yapıyorsunuz. Sonrasında balık söyledik, ızgara lagos. Akdeniz balıklarıyla aram çok iyi değildir, palamut, lüfer, istavrit, tekir beni mutlu eder. Garsonumuz hiç pişman olmayacağımızı harika pişeceğini çok lezzetli olacağını söyledi. Fiyatta birşeyler deyince bir asilzade edasıyla fiyatlarımız değişmez efendim dedi. Lagos gerçekten muhteşemdi, fazla pişmemiş içi sulu, yanık olmayan harika bir ızgara lezzetiyle mideye indirdik. Harika yemeklerle tüm gerginlik geride kaldı.
Tatlı mutlaka denemelisiniz dediler, satsumalı sorbe ferah ve lezzetliydi. Yemekler beklentilerimi o kadar yükseltti ki tatlı da biraz hayal kırıklığına uğradım galiba.
Özel bir yer çok farklı, kaliteli dolayısıyla da pahalı. Sıradan yerlerin bile pahalı olduğu Bodrum'da çok seçkin ve özgün bir mekan.
50ymiş… öyleymiş…
5 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder