26 Ekim 2010 Salı

SBS , LYS,YGS


Cep telefonuma her hafta şöyle mesajlar geliyor:

Velisi olduğunuz … nolu öğrencimiz 6. Sınıflar arası yapılan deneme sınavında … net yapmış sıralamada 20. olmuştur.

Velisi olduğunuz … nolu öğrencimiz 12. Sınıflar arasında yapılan deneme sınavında … net yapmış 16. olmuştur.

Kızım altıncı sınıf, oğlum lise son. Sürekli sıralanıyorlar, sınıfta şununcu okulda bununcu sıradasın. Deneme sınavı oluyorlar, ding dong cep telefonuna mesaj net sayısı bu sıralaması şu.
Evet girecekleri sınavlar sıralama sınavları; kaç kişinin önüne geçtiğin gireceğin okulu, alacağın puanı belirleyecek. Uzmanlar ne diyor: çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın başarısızlıklara değil, başarılarına odaklanın, onu motive edin, onu olduğu gibi kabul edin. Doğru ama anababalar kıyaslamasa da sistem onları sürekli başkalarıyla karşılaştırıyor.

İçgüdüsel olarak çocuğunuzun tabii ki başarılı olmasını istiyorsunuz son beşte değil ilk beşte olmasını arzu ediyorsunuz. Sınav sonuçları geldiğinde gözünü gözünüze dikip ‘kızdı mı’ diye kontrol eden çocuğunuza sadece sözlerinizi değil mimiklerinizi de kontrol etmeye çalışıyorsunuz. Çelişki şurada: Anneleri olarak onları oldukları gibi kabul edip çok seviyorum ama başarılı olmalarını kendi sınırlarını zorlamalarını da istiyorum.

Aynı Nehirde İki Kez Yıkanılmaz


Orta sona geçtiğim yaz annemle onun çalıştığı kurumun kampına gitmiştik. Birkaç gün sonra kamptaki gençleri Side’de diskoya götürme organizasyonu yapıldı. Tabii ki atladım. İlk kez diskoya gitmiştim çok dans ettim çok eğlendim. Birkaç gün sonra organizasyonu tekrarladıklarını duyurdular. Tadı damağımda kalmıştı anneme yalvar yakar oldum gideyim diye. Bana ilkinde eğlendiğim kadar eğlenemeyeceğimi o ilk gidişle yetinmemi söyledi. Tabii ki çok saçma geldi, çok eğlenmiştim ikincide daha da çok eğlenecektim. İnadım inat gittim. Ve ilkindeki kadar eğlenemedim, zaman geçmedi, uykum geldi, büyü bozulmuştu.


Geçen bayram Datça ‘ya gittik. Her gittiğimizde yemek yediğimiz bir aile işletmesi balıkçı meyhane karışımı, müthiş lezzetli mezeleri olan bir lokanta var. Orada yemek yemenin hayaliyle gittim. O güleryüzlü insanlar, müthiş mezeler sohbet tadı damağımda kalmıştı. Gittik ki lokanta yer değiştirmiş, bir sağlık sorunu sonucu lokanta sahibi çift birlikteliklerine biraz ara vermişler. Büyü bozulmuş. Yemek yedik ama eski tadı yoktu doğrusu. Keyfim kaçtı hem hayallerim hem de onların orada hep değişmeden kalacağı düşüncem yıkılmıştı.


Anlattığım iki olayın arasından yaklaşık otuz yıl geçmiş. Artık mutlu olduğum bir anı tekrar edersem aynı duyguyu yakalarım düşüncesinden vazgeçmeliyim. O anı belleğimde saklamalı ve bununla yetinmeliyim.