10 Mayıs 2010 Pazartesi

Serseri Mayınlar ve Esinlenmeler


Ferzan Özpetek'in Serseri Mayınlar filmini izledikten sonra Ertuğrul Özkök'ün filmle ilgili yazısını okudum.

Şu şekilde özetlemiş filmi:

"Üzerimize basmış bir baba baskısını, altında kaldığımız mahalle enkazının, kanunlarını hep başkalarının yazdığı bir farklılık belasının ıstırabını bizim için de o çeksin diye; ruhumuzda açtığı kanayan yaralara pansuman yapsın diye verdiğimiz vekâletnamenin filmi bu."

İstemeden de olsa biz de çocuklarımıza baskı yapıyor muyuz, istediğimiz gibi olsunlar diye acımasızca eleştirip ruhlarını örseliyor muyuz?Ağzımızdan çıkan sözler, mimiklerimiz onlarda ne etki yaratıyor farkında mıyız?

Yoksa onları oldukları gibi kabul edip, sadece mutlu olup olmadıklarına mı odaklanmalıyız? Aile olmanın temel felsefesi, saf sevgi ve sonucunda farklılıkları kabullenmenin getirdiği hoşgörü ve mutluluk . Zor olan bunu başarmak.

Filme dönecek olursak farklılıkları kabul etmeyen baba ve eşcinsel oğulların barışması, uzlaşması, birbirini kabul etmesi ancak çok sevilen babannenin cenaze töreniyle gerçekleşir.

Ve film Sezen Aksu'nun Kutlama parçasıyla biter.

Başımı omzuna yaslamaya

Hayata yeniden başlamaya

Bağında, bahçende, pınarlarında

İçimi yıkamaya geliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder