
Starbucks ilk Türkiye’ye geldiğinde hem çok beğenmiş hem de yine ABD kaynaklı yeni bir markaya esir olduğum için kendime kızmıştım. Geçen gün çocuklardan birinin kurs çıkışını beklerken eşimle Kahve Dünyasına gittik. Daha önce de birkaç Kahve Dünyasına gitmiş çok mutlu olmasam da ürünlerden ve fiyatların ucuzluğundan memnun kalmıştım. Bu kez gittiğimde niye Starbucksı sevdiğimi birkez daha anladım. Hava buz gibi soğuk olsa da dükkanı öyle güzel ısıtıyorlar ki içinizde tarifini bilemediğiniz bir gevşeme oluyor, çikolatalar serinde durmalı yoksa eriyorlar diye bir mazaret duymuyorsunuz. Dışarıda kar yağarken önemli olan benim ısınmam çikolataların sertliği değil. Hafif caz hafif latin bir müzik çalıyor ki benim zevkime çok uygun.Tuvalete gittiğinizde, alındığında hepsi otomatik olan ama şimdi elle bile çalışmayan bir alay aletle uğraşmıyorsunuz.Ve tuvaletin biryerlerinden akan suyla paslanmış paslanmış paslanmış fayanslarla karşılaşmıyorsunuz. Ayrıca canınız isterse kahve, isterse yeşil- siyah çay içebiliyorsunuz.Böyle çay kültürünün içinden çıkmış bir toplumun yerli malı kafesinde bizde hiçbir çeşit çay bulunmaz felsefesini ben anlayamadım. Karşı görüşlere de saygılıyım ama niye Starbucksları sevdiğimi birkez daha anladım.
Starbucks Coffee olarak amacımız misafirlerimize ev ve iş yerlerinden sonra en rahat hissedebilecekleri 3. adreslerini sunabilmek. Sizin için de bunu sağlayabildiğimizi ve Starbucks Deneyiminizden memnun kaldığınızı görmek bizi çok mutlu etti; sizi her zaman mağazalarımızda ağırlamaktan mutluluk duyarız :)
YanıtlaSilKumru Kermen
Asistan Marka Müdürü - Müşteri İlişkileri
Starbucks Coffee Türkiye