15 Şubat 2010 Pazartesi

Sömestre tatili, doğumgünleri doğumgünleri…


Oğlum 29 Ocak, kızım 8 Şubat ta doğdu.İkisi de kova burcu. Birbirinin bu kadar zıddı ya da birbirinin eksiğini bu kadar iyi tamamlayan iki kardeş . Yükselenleri mi başka alçalanları mı yoksa cinsiyet farkı mı bilmem.Ama göbeğinde fıstığı ile bir şekerpare düşünün, oğlum şekerpareye bayılır ama fıstığa ağzını sürmez,kızımsa sadece fıstığını yer.Abartısız durum bu. Oğlum 18 e bastı, kızımda 12ye. Birisi teenli yaşların sonuna yaklaşıyor, diğeri teenlere yeni başladı. Bol itişli kakışlı, umarım sonu hep uzlaşmalı olaylarla dolu yıllar. SBS, LYS, LGS arkadaşlar, çekememezlikler, sırlar,facebook, platonik aşklar, yoğun adrenalin. Bungee jumping yapar mısınız sorusuna düşünmeden hayır cevabı veren riskden kaçınan bir kişiyim,düşündüm de bungee jumpingde anlık yoğun adrenalin var, çocuk büyütürken adrenalin hep belirli bir düzeyin üzerinde. Sonunda bağımlısı oluyorsunuz.

İş hayatı Neden Önemli?


Annem yaklaşık 25 yıl önce emekli başhemşire olarak emekli oldu.Her zaman kilosuna dikkat eden modern görünümlü bir anneannedir.Çok baskı yapmamıza karşın saçını boyatmaz makyaj yapmaz sade giyinir. Bu kural çocukların doğumgünleri, mezuniyetleri de dahil benim nikahım dışında bozulmamıştır.Geçtiğimiz haftalarda SSK İstanbul Hastanesinden bir telefon gelmiş anneme: ‘Hastanemizin açılışında bizlerle olan çalışanlarımızla hastanemizin 50. yılını kutlamak istiyoruz diye.’ Annemi hiç böyle heyecanlı görmemiştim.Saçımı nasıl yaptırsam, ne giysem, o ayakkabı bu mantoyla olur mu diye kendini yedi.Tören yapılacağı gün hava çok soğuktu, annemin kronik akciğer hastalığı var, biraz çekindik. Siz götürmezseniz ben taksiyle giderim diye bizi tehdit edince olayın ciddiyetini kavradık.Gitti, giderken yanında bizden gizlice 50 yıl önce açılış günü dönemin cumhurbaşkanı ile çektirdiği fotoğrafları da götürdü. Orada şimdiki başhekim ve başhemşireye fotoğrafları göstererek zamanında onlar kadar önemli bir iş yaptığını gururla anlattı, onlar da kitap bastırıyorlarmış kitapta bu fotoğrafları kullanacaklarını söylemişler.Genç kendine güvenli bir hemşire yanında cumhurbaşkanı ….Ben o gün annemi yeniden tanıdım.

Neden Starbucks ?


Starbucks ilk Türkiye’ye geldiğinde hem çok beğenmiş hem de yine ABD kaynaklı yeni bir markaya esir olduğum için kendime kızmıştım. Geçen gün çocuklardan birinin kurs çıkışını beklerken eşimle Kahve Dünyasına gittik. Daha önce de birkaç Kahve Dünyasına gitmiş çok mutlu olmasam da ürünlerden ve fiyatların ucuzluğundan memnun kalmıştım. Bu kez gittiğimde niye Starbucksı sevdiğimi birkez daha anladım. Hava buz gibi soğuk olsa da dükkanı öyle güzel ısıtıyorlar ki içinizde tarifini bilemediğiniz bir gevşeme oluyor, çikolatalar serinde durmalı yoksa eriyorlar diye bir mazaret duymuyorsunuz. Dışarıda kar yağarken önemli olan benim ısınmam çikolataların sertliği değil. Hafif caz hafif latin bir müzik çalıyor ki benim zevkime çok uygun.Tuvalete gittiğinizde, alındığında hepsi otomatik olan ama şimdi elle bile çalışmayan bir alay aletle uğraşmıyorsunuz.Ve tuvaletin biryerlerinden akan suyla paslanmış paslanmış paslanmış fayanslarla karşılaşmıyorsunuz. Ayrıca canınız isterse kahve, isterse yeşil- siyah çay içebiliyorsunuz.Böyle çay kültürünün içinden çıkmış bir toplumun yerli malı kafesinde bizde hiçbir çeşit çay bulunmaz felsefesini ben anlayamadım. Karşı görüşlere de saygılıyım ama niye Starbucksları sevdiğimi birkez daha anladım.